Tuesday, February 9, 2016

En mutlu insalar



 Ulusal İstatistik Kurumu araştırması, yetişkinler arasında en mutlu insanların 65-79 yaşları arasındaki yaş grubu olduğunu ortaya çıkardı.

İngiltere'de 300 binden fazla yetişkinle yapılan ankete göre hayat tatmini, mutluluk ve hayatın yaşamaya değer olduğu duygusu bu yaş grubunda zirveye çıkıyor.

Bu duygular 80 yaşından sonra düşüyor.

2012-2015 yılları arasında yapılan araştırma 45 ile 59 yaşları arasındaki insanların hayat tatminlerinin en düşük düzeyde olduğunu da ortaya koydu.

Bu gruptaki erkekler genel olarak kadınların olduğundan daha az memnun.

Bu yaş grubu aynı zamanda en yüksek kaygı düzeyine de sahip.

Araştırmacılar bu yaş grubundaki düşük mutluluk oranının aynı anda hem çocuklarına hem de yaşlı ebeveynlerine bakma yüküne bağlı olabileceğini düşünüyor.

Öte yandan daha genç yaştakiler ve emekliler kendi esenliklerini yükseltecek faaliyetler için daha fazla boş zamana sahip.

Uzmanlar 80 yaşın üstündekiler için mutluluk ve esenlik duygusunun düşmesinin ardında sağlık sorunları, yanlız yaşamak gibi kişisel koşulların olabileceğini söylüyor.

90 yaşın üstündekiler ise hayatın yaşamaya değmeyeceğini düşünüyor ancak bu grubun mutluluk ve hayat tatmin düzeyi 20'li ve 30'lu yaşlardaki grupla aynı.

Araştırma farklı yaş gruplarındaki insanların tatmin düzeylerinin ölçülmesinin yetkililerin vatandaşlarının hayat düzeylerini ilerletmesi açısından önemli buluyor.
Kaynak http://www.bbc.com/

Kanser 8 milyon can alacak



Bu yıl, dünya genelinde kanserden, yaşları 30 ile 69 arasında değişen sekiz milyondan fazla insanın öleceği tahmin ediliyor.

Bu kişilerin yarısı 30-69 yaş aralığında ve bu rakam New York’un toplam nüfusuna eşit.

Önde gelen kanserle mücadele örgütü International Cancer Control’ün Dünya Kanser Günü dolayısıyla yayımladığı verilere göre, gerekli önlemlerin alınmaması halinde önümüzdeki yirmi yıl içinde kanser, diyabet, akıl, kalp ve solunum hastalıklarının toplam maliyeti 47 trilyon dolara ulaşacak.
kanser

Bu rakam küresel gayri safi hasılanın yüzde 75’ine karşılık geliyor.

Bu beş kronik hastalığın ekonomiye etkisinin 2008’deki küresel finansal krizden daha ağır olacağı belirtiliyor.

Örgütün “We can. I can.” (Yapabiliriz. Yapabilirsin.” sloganıyla başlattığı kampanya kapsamında kamu sağlığı hizmetlerinin iyileştirilmesinin birçok insanın hayatını kurtarabileceği belirtildi.
'Vakaların üçte biri hayat tarzını değiştirmekle önlenebilir'

Örgüt, dünya genelinde hükümetlerden şu taleplerde bulundu:
Rahim ağzı ve karaciğer kanserine yol açan enfeksiyonları önlemeye yönelik aşı programlarının hayata geçirilmesi.
Rahim ağzı, meme ve bağırsak kanserleri için, tarama ve erken teşhis olanaklarının artırılması.
Tütün ürünlerinin vergilendirilmesi, denetimi ve bu konudaki mevzuatın iyileştirilmesi.

Dernek uzmanları, kanserin önlenmesi için bireylere de önemli sorumluluklar düştüğünü vurguluyor.

Yaşam tarzında yapılacak değişikliklerle dünya genelindeki kanser vakalarının üçte birinden fazlasının önlenebileceği belirtiliyor.